Yaraları sarma vakti

  • Anasayfa
  • Köşe Yazısı
  • Yaraları sarma vakti

Yaraları sarma vakti

Fetullahçı Terör Örgütü’nün  (FETÖ) 15 Temmuz akşamı gerçekleştirdiği askeri darbe girişimi, yitirdiğimiz canların yanında,  ülkemize sosyal ve ekonomik alanda da  büyük zarar verdi.  Bundan sonraki süreçte devletimiz kamuda görev yapan FETÖ mensuplarını tasfiye etmeye devam edecektir fakat darbe girişimin açtığı ekonomik yaralar için de geniş kapsamlı bir program uygulanmalıdır.


15 Temmuz akşamı FETÖ’nün askeri darbe girişiminin geri püskürtülmesi ve milletimizin istikbaline sahip çıkması yeni bir dönemi başlattı. Artık ortak değerlerimize ve kültürümüze daha çok sahip çıkılıyor. Bir bölen değil birleştiren olmayı amaç edinen  siyaset karşılık buluyor. Bunun en güzel örneklerinden birisini Yenikapı’daki “Demokrasi ve Şehitler Mitingi” için yapılan çağrıda gördük. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve Sayın Başbakanımız Binali Yıldırım’ın çağrısına önce MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli ardından CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu olumlu karşılık verdi. Millet olarak bizim de görmek istediğimiz tablo esasında buydu. Ülkemizin birliği, devletimizin bekası söz konusu olduğunda geçmişteki siyasi tartışmalar, kırgınlıklar bir kenara itiliyor. Bütün liderler tek yürek, tek bilek oluyor. Sektörümüz adına hepsini tebrik ediyor, şükranlarımızı sunuyorum. Çok güzel bir dayanışma örneği sergilediler.

FETÖ’nün verdiği zararın büyük olmasının önemli sebeplerinden bir tanesi bu yapının hedefinde her zaman devletin olmasıydı. Yani devlete sızarak siyasi, sosyal ve ekonomik yapıyı her zaman kontrol etmek isteyen kripto bir örgütlenmeleri vardı. Devletimiz şu anda bu hain terör örgütünün kamudaki uzantıları için önemli bir tasfiye sürecini başlattı. Mücadele devam edecektir. Diğer taraftan FETÖ’nün askeri darbe girişimin ekonomimize verdiği zarar var. Kendi sektörümüzden örnek vermek gerekirse, 15 Temmuzdan sonra yurtiçi seyahat biletlerinin üçte biri iptal edildi. Bütün sektörlerin zincirleme olarak birbirlerine bağlı olduğunu düşünürsek ekonomimizin de ağır bir hasar gördüğünü söyleyebiliriz. Ancak umutsuz değiliz. Öyle inanıyorum ki ekonomideki yaralar da sarılacaktır. Biz kendi sektörümüzle alakalı yapılması gerekenler hususunda görüş ve önerilerimizi sunmaya hazırız. TOFED olarak üstümüze bir görev düşerse memnuniyetle yerine getiririz.

Sektörümüzün bir başka sıkıntısına özel olarak değinmek istiyorum.  Türkiye-Irak arasında çalışan firmalarımız var. Bu firmalarımız taşıdıkları yolcu ile yıllardır ülkemizin ekonomisine büyük katkı sunuyor. Yıllardır, Irak’tan, İstanbul’a, Antalya’ya, Kapadokya bölgesine turist taşıdılar. Ancak, Şubat ayında, güvenlik gerekçesiyle e-vize uygulamasının kaldırılmasından sonra, Irak’tan, Türkiye’ye karayoluyla yolcu taşımacılığı  konusunda büyük sıkıntılar başladı. Zira, havayollarında böyle bir sıkıntı yok. Onların taşıdığı yolcuya  C1 vizesi kolaylığı gösteriliyor, otobüs yolcusuna böyle bir kolaylık gösterilmiyor. Otobüsler bu sebeple Türkiye’den Irak’a yolcu taşıyabiliyor fakat Irak’tan, Türkiye’ye yolcu taşıyamıyor. Ortada karayolu yolcu taşımacılığına karşı büyük bir adaletsizlik var. Bizim firmalarımız da havayoluna sağlanan kolaylıktan faydalanmalı ve Irak’tan yolcu taşımaya devam etmeli. Firmalarımız havayolu karşısında ayrıcalık değil fırsat eşitliği istiyor. Otobüs firmaları da bu ülkenin değeridir.  Değerlerimizi kaybetmeyelim, değerlerimizi yaşatalım. Önümüzdeki hafta, 26 Ağustos 2016 tarihinde açılması planlanan Yavuz Sultan Selim Köprüsü konusunda sektörümüzün görüşlerini paylaşacağım. Zira bu konuda sektörümüzü önemli bir gündem bekliyor.

Birol ÖZCAN
0 Yazısı Var

BENZER YAZILAR